20 Mart 2013 Çarşamba

Aklı evde kendi derste!!!


Deniz doğup, üç ay geçtikten ve ben rüyadan uyanıp "aaa okul başlayacak ya, gitmek istemiyoruuuuum" lara başladığım gün itibariyle-her ne kadar en güvendiğim insanların eline bıraksam da oğlumu- aklım heeep evde kaldı.
Evet ben bir öğrenciyim, bir eşim, ama en çok anneyim... Hem de en çok ama en çok anne olmak istediğim zamanlardayım. Ne saçma oldu değil mi, insanın hiç en çok anne olmak istediği an olur mu ki?? Olur bence, olmalı da... Anneliği tatmış her kadının böyle bir dönemi olmalı. Bu yüzden her evden ayrılışımda içim burkulup hiçbir derse konsantre olamıyorum; bu yüzden bedenen bulunduğum okulda ruhen hep Denizle oluyorum. Hiç sorgulamıyorum, hiç rahatsızlık duymuyorum öyle doğal geliyor ki bu hal bana; çünkü biliyorum ki benim ilacım Denizimle olmak. Okuldan çıkınca eve nasıl koşuyorum bir bilseniz, hele ki Deniz'im ağlamışsa, durmamış ya da mızırdanmaya başlamışsa sanarsınız ki kanatlarım varmış ta uçacakmış gibi gidiyorum eve.
Hele bu aralar Denizle aramızda bambaşka bir bağ oluştu, beni ne zaman görse çıldırıyor. Kucağımdayken bile eğer ki ben başka bir yere bakmışsam eğilip göz göze gelmeye çalışıyor, olmadı elleriyle yüzümü kendine çeviriyor. Çoook tatlı çoook... Halbuki bilmiyor ki benim baktığım her yer Deniz, gözüm başka yerde bedenim başka yerde olsa bile ben oyum, aklım hep onunla meşgul; ben aslında Denizim ama onun haberi yok!
 




16 Mart 2013 Cumartesi

Berfin 15 olmuş!!!

Bundan 15 yıl önce bir kar tanesi gelmiş dünyaya...



Ufacık tefeciktin, benim tanıdığım zamandan da küçüktün bir zamanlar. Ama ben seni 10 yaşında tanıdım. Sen bilmezsin belki, aslında kimse bilmez ama ilk göz ağrımdın sen. Çocuk nedir, evlat nedir, küçük kız kardeş nedir hepsini seninle yaşadım-yaşıyorum. Evet sen benim kan bağım olmayan ama gönül bağımın kan bağı olanlardan daha çok olan yeri ve zamanına göre çocuğum, kardeşim, arkadaşım; aslında her şeyim...

Deniz her ayını bitirdiğinde sevinemiyorum, zamanın geçmesini istemiyorum; bir zamanlar senin gibi o da ufacık tefecik kalsın istiyorum. Sende de her doğum gününde yaşıyorum bunu, hep ilk katıldığım doğum günü ve sonrası geliyor aklıma. Her şey film şeridi gibi gözümün önünden akıp geçiyor. Ama zamana söz geçiremiyorum, sen büyüyorsun, Deniz büyüyor; e ben de sizlerle büyüyor, öğreniyorum ve her geçen gün daha çok seviyorum sizleri. Birlikte kocaman bir "BİZ" yaratıyoruz, çok mutluyum...

Bu ailede her bireyi çok şanslı görüyorum, ne yaşanmış olursa olsun biraraya gelmiş olduğumuz için, hepimizin katkısıyla bambaşka bir ilişkiyi bu noktalara getirebildiğimiz için, hala birbirimizi çoook sevdiğimiz için, 24 saat bir insana tahammül edebilme sınırları içinde birbirimizi her halimizle kabul ettiğimiz için ve daha saymadığım bircok güzellik yaratabildiğimiz için çok şanslıyız hepimiz... Ve özellikle siz üç kardeş Berken, Berfin, Deniz; biraz daha büyüdüğünüz de daha iyi anlayacaksınız aslında birbiriniz için ne kadar önemli olduğunuzu...




Her yerde ve hep söylediğim gibi sen Tanrı'nın bir başka dokunduğu yeteneksin. Özel ve önemlisin, bunun kıymetini bil birtanem. İyi ki doğmuşsun, iyi ki seni tanımışım, iyi ki Deniz'in senin gibi bir ablası var.
SENİ ÇOOOK SEVİYORUM!

Dipnot: Yazıyı yazarken Teoman'dan "Çoban Yıldızı"nı dinleyerek yazdım, okurken dinlenmesi tavsiye olunur:)
http://www.youtube.com/watch?v=oR9sXms4LkE

14 Mart 2013 Perşembe

Mahatma Duası

Bugün günlerden "hayal kırıklığı" ilan ediyorum ve kendime gelmek için  Aslı Can sayesinde öğrendiğim yeniden yeniden okuduğum bir duayı burda paylaşmak istiyorum...

MAHATMA’NIN DUASI

Tanrım,
Güçlülerin yüzüne gerçeği söylemek için,
Ve zayıfların alkışını ve sevgisini kazanmak için bana yardım et.
Eğer bana para verirsen, mutluluğumu alma,
Ve bana güçler verirsen, muhakeme yeteneğimi alma.
Eğer başarı verirsen, alçakgönüllülüğümü alma,
Eğer bana alçakgönüllülük verirsen, saygınlığımı alma.
Görünenin diğer yüzünü tanımama yardım et,
Benim düşüncelerime katılmıyorlar diye bana karşı olanları hainlikle suçlayarak
onların karşısında suçlu duruma düşmeme izin verme.
Kendimi sever gibi diğerlerini sevmeyi,
Ve diğerlerini yargılıyormuş gibi kendimi yargılamayı öğret bana.
Başarılı olduğum zaman, sarhoşluğuna izin verme,
Ne de başarısız olursam umutsuzluğa düşmeme.
Daha ziyade başarısızlığın, başarının önünde bir deneme olduğunu hatırlamamı sağla.
Hoşgörünün güçlerin en büyüğü olduğunu ve intikam arzusunun zayıflığın ilk görünümü olduğunu öğret bana.
Eğer beni paradan yoksun bırakırsan, bana umut bırak.
Ve eğer beni başarıdan yoksun bırakırsan,
Başarısızlığı yenebilmek için irade gücünü bırak bana.
Eğer beni sağlıktan yoksun bırakırsan, inancın lütfunu bırak.
Eğer insanlara zarar verirsem, özür dileme gücü ver bana.
Ve eğer insanlar bana zarar verirse,
Affetme ve merhamet gücü ver bana.
Tanrım… Eğer seni unutursam, sen beni unutma…